Pazartesi, Mart 18, 2024

Bir Pazar Yazısı


Semt pazarları bir çoğumuzun çocukluğunda kalmış olabilir, hele yurtdışında yaşamayı seçmişseniz pazar alışverişi ile aranıza yıllar ve yollar birlikte girmiştir. Marketlerden haftalık alışverişimizi yapmaya başladığımızdan beri pazar kültüründen ister istemez uzaklaştık, tabii bizim gibi pazar kurulan sokaklardan birinde oturanlar bundan muaf. Aklınıza gelmeyecek ayrıntıları var pazarın içinde oturmanın.

Mesela arabanıza bir akşam önceden bir yer bulmalısınız. Aksi halde sabahın köründe “Abi, abla arabanı çek!” şeklinde pazarcılarla muhatap olabilirsiniz, o da cep telefonunuzu yazıp cama içten yerleştirmişseniz. Arabanızı garajınıza koyarsanız, önüne erkenden kurulan tezgah yüzünden işe taksiyle gitmek zorunda kalırsınız; ona göre. Bir keresinde tatile çıkarken arabayı sokakta unutup gittik. Otelde sabahın 5:30’unda telefon sesi ile uyandık. Pazarcının biri arabamızı çekmemizi istiyordu. Sonra ne mi oldu? Gelemeyeceğimizi, İstanbul dışında olduğumuzu söyleyince o zaman çekici çağıracağız, dediler. Tamam, dedik ve parasını da ödeyeceğimizi söyledik. Ne de olsa hatalı bizdik. Şimdi sıkı durun. Çekici çağırdık dediler. Ben de parayı hemen hesaplarına gönderdim. Meğerse çekici falan çağırmamışlar. Diğer pazarcılardan da yardım alarak arabayı kaldırıma çıkartmışlar ve tezgahlarını kurmuşlar. Neyse ki oradaki pazarcıları tanıyabileceğimizi ve işin aslını öğrenebileceğimizi düşündüklerinden yaptıklarını itiraf ettiler ve geç de olsa paramızı geri alabildik.

Pazarın kurulduğu günün akşamı da arabanızı garajınıza ya da sokakta her zaman park ettiğiniz yere koyamazsınız, tabii eve normal bir saatte dönüyorsanız. Park yeriniz eve dönüş saatinize göre sizden uzaklaşan çevredeki sokaklardan biridir. Gece ancak saat 11:00 – 11:30 civarı pazarın çöpleri belediye tarafından temizlenip, sokaklar basınçlı su ile yıkandıktan sonra arabanızı gidip alabilir ve istediğiniz yere park edebilirsiniz. Eğer sokak yıkanmadan arabanızı alır ve sokağa park ederseniz, basınçlı su marifetiyle sebze meyve kalıntıları birer çıkartma gibi kaportaya yapışır.

Dilerim kimse karşılaşmaz ama, acil bir durumda, pazar kurulan günler itfaiye ya da ambulansın sokağınıza girmesinin de imkânsız olduğunu göz önünde bulundurmanız gerek.

Bunların dışında pazar alışverişinde dikkat edilmesi gereken noktalar da var. Bu deneyimlerimi paylaşmam da pazara çıkmayı düşünüyorsanız belki size yol gösterebilir.

Pazara Çıkmadan Önce Nelere Dikkat Edilmeli
  • Elinizde önceden yapılmış bir liste olursa iyi olur. Elbette ekstra bir şeyler de alabilirsiniz ama belirlediğiniz gereksinim listesinin ne kadar dışına çıktığınızı bilmek açısından liste işe yarar.
  • Pazarda harcamayı planladığınız miktarda parayı (varsa tabii) kol çantanızın farklı bir gözüne koyun ki zırt pırt cüzdandan para çıkartmak için çantayı açmak zorunda kalmayın. Pazarda her türlü insan vardır ve çantanızı her açışınızda onlar da sizinle birlikte çantanıza ilgi gösterebilirler.
  • Bir pazar arabası edinmeniz iyi olur. Aksi halde torbaları taşırken kolunuz kopar ya da arada yükü boşaltmak için eve uğramak zorunda kalabilirsiniz. Ayrıca bir şeyler seçerken de elinizdeki torbaları bırakmanız gerekir ki bu zor bir iştir. O kalabalıkta nereye bırakacaksınız? Yere koysan olmaz, adamın tezgahına koysan hiç olmaz.
  • Akşam saatine kaldınız mı pazarcılar bir an önce ellerindeki malları bitirmek için fiyatları düşürürler. Bu iyidir ama kimi sebze meyvenin en iyileri de seçilmiş olduğundan ıskartaya çıkanlarla eve dönme ihtimaliniz de artar. Pazar akşama doğru kalabalıklaşır, çünkü işten çıkanlar da pazara dolar. Bunu da hesaba katmak gerekir.
Pazarda Alışveriş Yaparken Bunlara Dikkat Edin
  • Mümkün mertebe hep aynı tezgahlardan alışveriş etmeye çalışın. Pazarcı sizi tanıdıkça kazıklama ihtimali azalır ama hiçbir zaman tamamen ortadan kalkmaz. Bu benim sürekli müşterim diye sana iyi davranması mümkündür.
  • Pazarcılarla tartışmamak gerekir. Sağları solları belli olmaz. Size tavsiyem, neden senin tezgahta fiyat etiketi yok? Müşterinin tipine göre mi fiyat söylüyorsun diye sormayın; kıl oluyorlar. Tek başına bu adamı haklarım diye hiç düşünmeyin; pazarcılar birden çoğalır, sonra dağılırlar.
  • Eğer seçtirmiyorsa %90 bir iki tane çürük çarık, yumuşamış, artık ne gelirse, o torbanın içine girecektir. Torbayı iyi takip edin. Sizin elinize geçince de içine mutlaka bir bakın. Gerekirse bir iki tane için "Bunları değiştiriyorum" deyin.
  • Eğer seçtiriyorsa, her zaman alacağınız miktardan biraz fazlasını torbaya koymaya çalışın. Tartarken fazla gelsin, o içinden çıkarsın. Eğer 1 kilo istemiş ama 800 gr seçmişseniz, pazarcı 1 kg'a tamamlarken çıkma tabir edilen sebze meyve devreye girer. Eeee, adam kabzımaldan alırken onlar da geliyor. Elinde mi kalsın, canım?
  • Alacağınız meyvenin rengine göre tente gererler. Limon ya da muz satan sarı, elma satan kırmızı, salata satan yeşil tente gerer. Böylece renkler daha bir parlak ve canlı gözükür; yemeyin.
  • Etikette farklı, tartıda farklı birim fiyat olabilir ya da tartısı hileli olabilir. İçinize kurt düştüyse biraz ileride başka bir tezgahta rica edip tekrar tarttırın. Sonra da adamdan elinizi ayağınızı kesersiniz. O da yetmezse yanından her geçişinizde içinizden küfredersiniz.
  • Zamanınız varsa fiyatları ve kaliteyi karşılaştırmak için mümkün olduğunca gezmelisiniz. Daha önce karşılaşmadığınız meyve ve sebzelerle karşılaşma şansınız da artar böylece.
  • Yağmurlu günlerde sağda solda elinde değnekle duran adamlar var mı diye gözlemleyin. Tentelerin üzerinde biriken suları ara ara aşağıdan dürterek şarrr diye geçenlerin üzerine boşaltıverirler. Ne kadar sinirlenseniz, bağırıp çağırsanız da para etmez. Bir kere ketenpereye gelmişsinizdir artık.
Eve Döndükten Sonra Unutmayın
  • Pazar arabasını boşaltırken içinden her şeyi çıkardığınızdan emin olun. Aksi halde, ertesi hafta pazara çıkarken çürümüş bir elma ya da mandalina ile karşılaşma ihtimaliniz vardır.
  • Çantanızın hep aynı gözünden harcadığınız için ne kadar paranız kaldığını ve pazarda kaç lira harcadığınızı kontrol edin. Böylece bir önceki haftaya nazaran pazarın ucuzlayıp ucuzlamadığı hakkında da bir fikir edinirsiniz.
Son olarak sizlere tavsiyem, mümkünse pazar kurulan bir sokakta oturmayın, oturmayı düşünenleri de uyarın. Nostaljik bir şekilde taze taze sebzemizi, meyvemizi kapımızın önünden alırız diye bizim gibi düşünürseniz gücün karanlık yanını hesaba katmamış olursunuz, ona göre.

Hepinize iyi pazarlar!

4 yorum:

Adsız dedi ki...

Eline, aklına sağlık sevgili Nurettin. Evim değil ama ofisim pazar kurulan sokakta olduğu için, yazdığın bir çok olumsuzluğu yaşamıştım. Yine de güzel bir nostalji oldu. Teşekkürler.

Nurettin Selsil dedi ki...

Ben teşekkür ederim Ekrem Ağabeyciğim.

Adsız dedi ki...

👍

Elika dedi ki...

Müthiş saptamalar... Şahanesin :)