Salı, Ocak 24, 2006

Kitap / Google Hikayesi


Geçtiğimiz günlerde Google Hikayesi adlı kitabı okudum. Ağ tarayıcımda ana sayfam olan ve her gün onlarca kez başvurduğum bu sitenin hayatıma bu kadar girmişliği ortadayken, kitabın piyasaya çıktığını görüp almamak olmazdı. Hem işte, hem de özel yaşantımda sayısız faydasını gördüğüm şu Google nasıl kurulmuş, ne gibi evrelerden geçmiş, hangi zorlukları aşmış öğrenmek istiyordum.

Öncelikle kitap hakkındaki genel bilgileri vereyim:

Yazarı, Washington Post'un Pulitzer ödüllü muhabirlerinden David A. Vise.
Meşhur "Saldırı Planı" kitabına yaptığı araştırmalarla katkıda bulunan Mark Malseed, bu kitapta da katkıda bulunmuş.
Google Hikayesi Koridor Yayınları'ndan çıktı.
Ederi 16 YTL, ama Internet üzerinden almak isterseniz daha ucuza geliyor, tabi belli bir değerin üzerinde sipariş verirseniz kargo ücretini kitapevinin ödediği durumlarda. :-)
408 sayfa çok hızlı okunabiliyor... Bunda metnin edebi bir metin olmaması etken. Çevirmenin (Gökçe Köse) pek de başarılı olduğu söylenemez, ama "bu ne rezalet dedirtecek" kadar da başarısız değil. Ne de olsa daha 1983 doğumlu ve ileride daha iyi çeviriler yapacağından eminim.

Gelelim kitabın içeriğine:

Kurucuları Larry Page ve Sergey Brin'in Stanford Üniversitesi'nde bilgisayar bilimleri üzerine doktora yaparlarken kullandıkları odada arama motorlarını yetersiz bulmalarıyla 1998 yılında başlıyor Google Hikayesi. Sonra ne mi oluyor? Şu kısacık zamanda, Microsoft'un ve Yahoo'nun korkulu rüyası dev bir şirket haline dönüşüyor. Wallstreet'de en şaşalı halka arzı yaşayan şirket de Google.

Google'ın adının nereden geldiğini merak edenler için bu sözcüğün doğru yazılışı olan "Googol" 1 rakamının ardına 100 tane sıfır koyduğunuzda elde edeceğiniz sayı demek; yani 10 üzeri 100! Google'cı Çocuklar istemeden yanlış yazmışlar kurdukları sitenin adını ve öylece kalmış.

1974 doğumlu Larry ve Sergey'in zekalarına ve doğru bildikleri yolda gitme azimlerine şapka çıkartmak gerekiyor. "ŞEYTANLIK YAPMA!" felsefesini güderek kurmuş oldukları sistem, 100,000'den fazla PC'yi bir ağ yapısı içinde kullanarak günde milyarlarca aramaya yanıt veriyor, hem de bunu çok iyi yapıyor. Çünkü Larry Page'in bulmuş ve ismini de vermiş olduğu Page Rank metodu, başka sayfalarda daha çok referans verilmiş sayfaları diğerlerinden öne çıkararak, aranan bilgiye daha kolay ulaşılmasını sağlıyor. Eğer web sitenizi Google'da üst sıralara çıkartmak istiyorsanız, çok tıklanan web sitelerinin sizin web sitenize yeterince bağlantı vermeleri gerekiyor. Detaylı bilgi için Google Teknoloji sayfasına bakabilirsiniz.

Bu arada Google'ın yegane gelirinin arama sayfalarının sol kenarında çıkan reklamlar olduğunu ve reklam verenlerin tıklama başına Google para ödediklerini de eklemek gerekiyor. Aradığımız sözcükler ise AdWords adı verilen sistemle web siteleri ile eşleştiriliyor. Reklam verenler anahtar sözcükler için sözcük borsasında değer belirliyorlar. Listeye girmeye hak kazananların da en çok tıklananı en üste çıkıyor.

Gelecekte belli başlı üniversite kütüphanelerindeki milyonlarca kitabı sayısallaştırıp üzerlerinde arama yapmamızı sağlayacak ve insanların genetik kodlarını googlamalarına olanak tanıyacak bu ikilinin dikkatle izlenmesi gerekiyor.

Son olarak, GLAT sorularını yanıtlayarak, matematik, bilgisayarlar ve Google kültürü hakkında bildiklerinizi sınayabileceğinizi de söylemek istiyorum.

Perşembe, Ocak 12, 2006

Ayakkabı fikri nasıl doğmuş?

Antik bir Hint masalı vardır, çok eski ama çok büyük bir öneme sahip bir öyküdür.

Çok büyük ama aptal bir kral sert zeminin ayağını acıttığını söyleyip tüm krallığın sığır derisiyle kaplanmasını emretmiş. Ancak sarayın soytarısı bilge bir adammış ve bu fikre kahkahalarla gülmüş.
Demiş ki: "Kralın fikri en basitinden komik."
Kral ise buna çok kızmış ve soytarıya demiş ki: "Bana daha iyi bir seçenek göster yoksa öldürüleceksin."

Soytarı, "Efendim küçük bir sığır derisi parçasını kesip ayağınızı kaplayın" demiş ve ayakkabılar bu şekilde doğmuş.

Bütün dünyayı sığır derisiyle kaplamaya gerek yok; sadece ayağını kaplamak tüm dünyayı kaplar. Hint felsefesine göre Bilgeliğin başlangıcı budur.

Sevgili Ekrem Ülkü'ye teşekkürlerimle...