Cumartesi, Aralık 25, 2004

Deniz Müzesi


Bir hafta sonu ziyaret ettiğimiz Deniz Müzesi’ni tanıtacağım bu ay size. Deniz Müzesi Beşiktaş sahilinde, her türlü taşıtla çok kolay ulaşılabilecek bir yerde. Müze, iki vapur iskelesinin arasında, Barbaros Hayrettin Paşa heykelinin tam yanında. Açık olduğu günler, Yılbaşı ve dini bayramların ilk günü ile, Pazartesi- Salı günleri dışında her gün 09.00 - 12.30 ile 13.30 - 17.00 arası.

Ana Sergi Binası ve Tarihi Kayıklar Galerisi dışında dışarıdan da görülen açık alanlarda toplar, torpidolar ve gemi demirleri dikkati çekiyor. Son zamanlarda sadece bahçede duran topların, bahçe dışına, deniz kenarına çıkarıldıklarını da gördüm ve sevindim. Bahçede bulunan, 1516 yılında Yavuz Sultan Selim tarafından Ridaniye savaşında kullanılmış bir topu resmini sizin için seçtim.

Ana Sergi Binası’na girişi Atatürk’e ayrılmış. Savarona yatında kalırken kullandığı yatağı ve Ertuğrul yatında kaldığı kamaranın orijinali burada sergileniyor. Ailecek en duygulandığımız bölüm de burası oldu. Buradan çıkıp Şehitler Odası’na girdik. 13. yüzyıldan itibaren şehit düşen bahriyelilerin künyeleri burada yazılı. Duvarlarda da batan gemilerimizin resimleri ve geriye kalan malzemeler sergileniyor. Vatan uğruna ölmüş denizcilerimizin resimlerini gördükçe, ailelerine yazdıkları mektupları okudukça kimin yüreği sızlamaz ki…

Bu binada yer alan başka bir odada Balkan Savaşlarında, Çanakkale Boğazı, Karadeniz ve Akdeniz’de harekatlar gerçekleştiren ünlü Türk Denizcisi Rauf Orbay’a ait eşyalar ve komuta ettiği Hamidiye gemisinin maketi sergilenmektedir. Haritalar Odası’nda ise Gelibolulu Amiral Piri Reis'in 16. yüzyılda yazmış olduğu Kitab-ı Bahriye isimli el yazması ve Mürsiyeli Tabip İbrahim tarafından 1461 yılında ceylan derisi üzerine yapılan Akdeniz haritası görülebilir.

Tarihi Kayıklar Galerisi’nde ise padişahların saltanat kayıkları ile saray çalışanlarının kullandıkları piyade, pereme, gezinti, pazar kayıkları vs. bulunuyor. Saltanat kayıkları İstanbul/Tersane-i Amire’de inşa edilmiş. Tekneler bindirme ya da armuz kaplama. Koleksiyonun çoğunluğunu 19. yüzyıla tarihlenen, sultana ve haremine ait köşklü ve köşksüz saltanat kayıkları oluşturuyor. Baş ve kıç figürlerinde kullanılan bitkisel bezemeler o kayığın hareme, silah, arma ve kalkanlar ise padişaha ait olduğunun göstergesiymiş.

Saltanat kayıklarının dışında, 17. yüzyıla kadar tarihlenebilen Kadırga, koleksiyonun en eski ve en büyük parçası. 40 m uzunluğunda, 5.70 m genişliğinde Sultan IV. Mehmet (1648-1687) zamanında kullanılmış. 144 kürekçi tarafından çekilen bu kadırga kestane, gürgen, çınar ağaçlarından yapılmış.Fırsatını bulduğunuzda Deniz Müzesi’ni gezmenizi öneririm.