Pazartesi, Kasım 01, 2004

Rahmi Koç Müzesi


Merhaba…Bu ay sizi Hasköy’deki Rahmi M. Koç Müzesi’ne götüreceğim. Müzeye ulaşmak gayet kolay. Bunun için 47 (Eminönü – Alibeyköy), 54 HM (Hasköy – Mecidiyeköy) ya da 54 HT (Hasköy – Taksim) otobüslerini kullanabilirsiniz. Eğer minibüsle gitmek istiyorsanız, o zaman da Şişhane - Alibeyköy minibüslerini kullanacaksınız. Yok eğer özel arabamla gideceğim derseniz tıklayın. Giriş ücretleri yetişkinler için 6,000,000 TL, öğrenciler için 2,000,000 TL. Denizatlıyı da gezmeden gitmeyin derim: yetişkinler 3,000,000 TL ve öğrenciler 2,000,000 TL.

Rahmi Koç Müzesi Türkiye’deki ilk ve tek endüstri ve mühendislikle ilgili müze. İki kısımdan oluşan müzenin binaları da tarihi Hasköy Tersanesi (1861) ve Lengerhane (1703-1730). (Lenger “çapa ve zincir” anlamına gelmekte olup hane ise “ev” anlamına gelmektedir.)
Gezmeye bolca zaman ayırmanızı tavsiye ederim. Girişte elinize tutuşturulan broşür yardımıyla neyi nerede bulacağınızı bilebiliyorsunuz. Su altı dünyasını görebileceğiniz bir bölümden geçerek geziye başlıyor ve ev aletlerinin nasıl çalıştıklarını inceleyebileceğiniz “Ne Nasıl Çalışır” bölümüne geliyorsunuz. Çamaşırın ve bulaşığın nasıl yıkandığını merak edenler için çok güzel şeffaflaştırılmış gerçek makineler var burada. Yine arabaların da nasıl çalıştığını izleyebiliyorsunuz.

Buradan karayolu taşıtlarının bulunduğu bölüme geçi-yorsunuz. Eski model arabalara merak duyanlar için inanılmaz bir cennet diyebilirim. Arabalara pek ilgim olmamasına rağmen ben bile etkilendim. İsteyenler sergilenen arabaların tam listesini görebilirler. Hem karada hem de denizde gidebilen 1957 model Amphicar ayrı bir öneme sahip. Tramvayları ve eski tren vagonlarını görmek de büyük zevk veriyor insana. Motosikletler ve bisikletler de keza öyle…
Eski büyük gemilerin buhar makineleri hem bina içinde hem de avluda sergileniyor. Düğmelerine basarak çalışmalarını izleyebilmek ise harika bir duygu. Ben makinelerin çalışmasını uzun uzun hayranlıkla izlerken, eşimin ve kızımın biraz sıkılmış olduklarını gözlemlemiştim. Eee, ne de olsa serde mühendislik var. :-)

Buraya kadar gelip de denizaltını görmemek olmaz dedik ve tabi ekstra bilet alıp, onu da gezdik. Gezdiren eski bir denizaltı astsubayıydı sanırım. Askerlerin yattıkları ranzaların altında torpidoları görünce bu mekanda kelle koltukta görev yapanlar gözlerimizin önüne geldi. Günümüzdeki denizaltılarda da yer probleminin hâlâ devam ettiğini sanıyorum. Bir de denizaltıcıların boylu poslu insanlar olmaması gerektiğini anladım. :-)

Avlu’da sergilenen gemileri gezdikten sonra tersanedeki son taşıt olan 1940’lardan kalma D3- Dakota’ya çıktık. Bizi karşılayan hostes uçak hakkında bilgi verdi.

Son olarak Lengerhane binasını ziyaret edelim ve orada bulunan iletişim cihazları ile modelleri görelim dedik. Burası cidden çok eski bir bina ve kimi yerler küf kokuyor, fakat gördüğümüz modeller harikaydı. Pek çok makinenin ve taşıtın birebir küçük kopyalarını burada inceleme fırsatını bulduk.Rahmi Koç Müzesi, arkadaşlarınızla ya da ailenizle gezmek ve bilgi edinmek için bulunmaz bir fırsat. Bir an önce zaman ayırıp gezmenizi tavsiye ederim ve bu gezinin size bir şeyler katacağından eminim.

Hiç yorum yok: